Bir Garip Olay...

Bu resimlerin kimisinde hayvanlara işkence kimisinde eziyet edildiği görülüyor.

Siz, bir insan olarak bu eziyet ve işkence resimlerini göreceksiniz.

Elbette canınız yanacak.

İçiniz acıyacak.

İnsani duygularınız ve  hassasiyetleriniz baş gösterecek,  kabaracak.

Ve sonra  bir hayvansever olarak, hayvan haklarına duyarlı bir yurttaş olarak, en önemlisi vicdanını ve aklını kaybetmemiş bir insan olarak  bu resimlerde görülen işkenceye ya da eziyete  sosyal medyada  tepki göstereceksiniz.

BU TEPKİ, BİR YERLERE EVİRİP ÇEVİRMEYE GEREK YOK, GAYET  İNSANİ, DOĞAL VE ANLAMLI.

Sonra?

Veee sonra birileri  kendilerine dönük  tepkilere karşı  kendilerini  korumaya alarak sizin hayvan sevginizden ve  hassasiyetinizden ileri gelen  tepkinizden işkillenecek. Daha sonra  ortaya koyduğunuz insani tepkiyi   siyasi, dini  ve  ne alaka diyebileceğiniz  bir alana çekip  çocuklarımızı da önlerine alarak  dinsel/siyasi bir zırha/kalkana da  bürüyüp  size  karşı  tepki koyacak.

Hanımlar ve beyler,  hayvanlara eziyet ve işkence olaylarının siyaseti olmaz. Bu olaylara siyasi açıdan bakılmaz.  Hayvana eziyet  ya da işkence edenin  şucusu ya da bucusu olmaz.  Onun için  hayvana eziyet eden kimselerin,   herhangi bir partiden  güç alarak bu konuyu  siyasi bir konu haline getirmesi doğru bir yaklaşım değildir.  Ortada  gerçekler vardır.  Bu gerçekler ortada iken  konuyu alanından çıkarmak çarpıtmaya hizmet eder.  Ve  bir sonuç alınamaz.  Halbuki bizler bu yaşanan olaylardan sonra  toplumun bu konuda bir ilerleme ve gelişim  içinde  olmasını bekliyoruz.

Unutmayınız, hayvanlara işkence ya da eziyet konusu sosyal/toplumsal  bir  konudur.  Ve çözüm yerleri  de eğitim kurumları başta olmak üzere  sivil toplum kuruluşları ve kendisini bu konuya adamış  kurum-kuruluş ve kimseler  olmalıdır.

Aşağıda,  hayvanlara eziyet ve işkence olaylarına yönelik  insanların  hayvan sevgisinden ve hassasiyetinden  kaynaklı tepkilerine karşı gösterilen anlaşılması güç bir tepkiyi/eylemi  görüyorsunuz.

Yukarıdaki  resimde görülen dövizlerde yazılı ifadeler  ise hayvanlara eziyet ve işkence görüntülerine tepki koyan  hayvanseverleri  damgalayan  ve suçlayan  gerçekten anlaşılması güç  bir dile sahip.

En anlaşılmazı ise şu:

‘Gusül abdestini bilmeyenler, bize hayvan sevgisini öğretemez.’

O zaman Matematik,  Fen Bilimleri gibi  derslerde  gusülsüz oldukları düşünülen kişileri çıkaralım, gusülsüzler bir şey öğretemezse... İnanılmaz değil mi? Şaka  gibi...  Bir şey  öğretmenin ilk şartıymış sanki... Ne günlere kaldık!

Sonra  bu dövizden esinlenerek  daha  ileri gidelim,  öğretmen olmak için gusül şartı getirelim,  bu şarta bağlı olarak  öğretmen adaylarından  gusül  testi  belgesi  isteyelim.

Allah’ım ne günlere kaldık! Bunları konuşmak bile hicap verici...

Edindiğim bilgiye göre  en şaşırtıcı ve  garip  olan ise  ‘Gusül abdestini bilmeyenler, bize hayvan sevgisini öğretemez.’  yazılı dövizin taşındığı eylem yerinde,  ÖĞRETMEN  unvanlı Okul Müdürleri, Okul Müdür yardımcıları, İlçe Milli Eğitim Müdürünün de bulunduğu iddiasıdır.  Bu bağlamda insan sormadan geçemiyor:

Acaba yazılı bir emirle mi oradaydılar?  Yoksa şehrin  ‘hayvanlara eziyet ya da işkence  edilen şehir’   kötü   imajını, algısını, izlenimini  ve etiketini  düzeltmek için mi  kendiliğinden  oradaydılar? Eğer öyleyse kesinlikle yerinde ve doğru bir hareket. Doğru ve yerinde  olmayan ise o dövizde yazılı olanlara ÖĞRETMEN unvanlı kişiler olarak müdahale etmemeleridir. Zira sosyal medyaya bakıldığında şehrin  ‘hayvanlara eziyet ya da işkence  edilen şehir’ kötü imajının, algısının ve etiketinin  yanına bir de başka başka kötü imajın, etiketlerin ve algıların  konulduğu görülecektir. Kaş yapayım derken göz çıkarmak bu  olsa gerek...

Yazık, gerçekten yazık...

İnsanın  gözleri ‘Siz ne yapıyorsunuz? Şehrimizi bu dile sahip ifadelerle anlatamayız!’ diye oradakilerin ellerindeki dövizde yazılı olanların hiç de iyi bir izlenim vermediğini ifade edecek,  sorumluluk duygusu ile  onları uyaracak   ve bu  hoş olmayan  tabloyu  engelleyecek   öğretmen  unvanlı bir  kimse  arıyor. Dışlayıcılığı ve ötekileştiriciliği  değil  birleştiriciliği öğretecek...

Ama biz göremedik.

Ya orada  idiler  yok  gibi davrandılar.

Ya da orada değillerdi.

İnsan,   bu  bir garip olaya  üzülüyor...

Saygılar...

Not: Siyasetçiler, popülist davranıp bu tür yaklaşımlara prim vermemelidir.

Yusuf  SEVİNGEN

İlk yorum yazan siz olun

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Genel Haberleri