Memur ve İşçi Arasındaki Maaş Uçurumu Derinleşiyor

Kamu çalışanlarının maaşlarında yaşanan dengesizlik, son yapılan zam teklifleriyle birlikte bir kez daha gündeme geldi. Özellikle işçi ve memur maaşları arasındaki farkın giderek artması, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açıyor.

Mart 2025 itibarıyla yoksulluk sınırının 76.922 TL olarak belirlendiği Türkiye’de, kamuda görev yapan işçilerin ortalama gelirinin 80.000 TL’ye ulaştığı ifade ediliyor. Taşeron sisteminden kadroya geçen işçilerin de dahil olduğu bu kesim, toplu sözleşmeler sayesinde önemli maaş artışları elde etmiş durumda.

Ancak memurlar açısından tablo oldukça farklı. Resmi verilere göre, en düşük memur maaşı 43.500 TL, ortalama memur maaşı ise 49.598 TL seviyesinde kalıyor. Bu rakamlar, memurların mevcut ekonomik koşullarda geçimlerini sağlamakta ciddi zorluk yaşadığını ortaya koyuyor. Memur maaşlarının yoksulluk sınırının çok altında kalması, yıllardır süren toplu sözleşme süreçlerinin etkisizliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Toplumun önemli bir kesimini oluşturan memurlar, gelir adaletsizliği karşısında seslerini yükseltmeye hazırlanıyor. Önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde, memurların sendikal tercihlerinde köklü değişikliklere gitmesi bekleniyor. Uzun süredir devam eden maaş eşitsizliği ve hak kayıplarına karşı daha güçlü bir tepkinin doğması kaçınılmaz görünüyor.

Kamuoyunda giderek daha yüksek sesle dile getirilen talepler, memur ve işçi arasındaki gelir uçurumunun giderilmesi yönünde somut adımlar atılmasını zorunlu kılıyor. Aksi halde, kamu çalışanları arasındaki ayrışmanın derinleşmesi ve çalışma barışının bozulması kaçınılmaz olabilir.