Okulda Liyakat Krizi ve Mobbing Var İddiası!

Okulda Liyakat Krizi ve Mobbing Var İddiası!
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Aydın Şubesi Başkanı Şaban Özdemir, Aydın Efeler’de eğitim veren Atatürk Özel Eğitim Meslek Okulu'nda yaşanan sorunları dile getiren yazılı açıklama yaptı

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Aydın Şubesi Başkanı Şaban Özdemir, Atatürk Özel Eğitim Meslek Okulu'nda geçtiğimiz aylarda patlak veren krizi yeniden gündeme taşıdı.

Başkan Şaban Özdemir yaptığı yazılı açıklamada, okul müdürü Huriye Oktay ve bazı yöneticilerin öğretmenler üzerinde mobbing uyguladığı, resmi süreçlere uygun olmayan uygulamalar gerçekleştirdiği ve okulda huzursuzluğa yol açtığı öne sürdü.

Açıklamada özellikle, öğretmenler kurul toplantılarının usulüne uygun tamamlanmadığı, alınan kararların tutanaklara gerçek dışı şekilde işlendiği ve öğretmenlerin imza baskısına maruz kaldığı belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Aydın ili, Efeler ilçesi Atatürk Özel Eğitim Meslek Okulunda görev yapan ve 5 Eylül 2024 tarihinde Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne 23 öğretmen tarafından verilen şikayet dilekçesi üzerine başlatılan soruşturma müfettişler birer hafta ara ile gelerek 3 öğretmenin ifadesini alınmış, 50-55 gün 20 öğretmenin ifadesi alınmamasına rağmen bir daha uğranmamış. Bu durum iş ve işlemleri yavaşlatarak hatalarının telafi edilmesi için zaman mı veriliyor şüphelerine neden olmaktadır. Ardan bu kadar zaman geçtikten sonra yeniden başlatılan soruşturmalarda öğretmenlere şikâyetlerinden vazgeçmeleri değilse kendilerine ceza verecekleri telkin ve tehditleri ifade edilmiş. Öğretmenlerden başka şikâyet eden velilere de yetkililer ve soruşturmayı yürütenler tarafından uzlaşmayı ve şikayetlerinden vazgeçmeyi önermiş.

2 Eylül tarihinde başlayan sene başı öğretmenler kurulu hala tamamlanmamış ve tutanak altına alınamamıştır, tarihte başka bir örneği yoktur. Karar altına alınamama gerekçesi ise okul müdiresi Huriye OKTAY’ın “benim istediklerimden başka bir söylem tutanaklara yazılmayacak” demesinden ve yazmanlara yazdırmamasından kaynaklanmaktadır. Öğretmenler tutanaklara geçirilmeyen talep, öneri ve okulun işleyişi ile ilgili isteklerini ayrı bir tutanak yaparak imza altına almışlardır. Karara bağlanmayan, bitmeyen toplantı ile ilgili ekim ayının ikinci haftasında karar defterine öğretmenler tarafından söylenmeyen yazmanlar tarafından yazılmayan müdüre hanımın istediği şekilde yazılarak ve öğretmenler müdür odasına çağırarak baskı ve mobbing uygulayarak öğretmenlerden imzalamaları istenmiştir. Öğretmenler karar defterine “böyle bir konuşma olmadı, bu şekilde bir karar alınmadığı, yazman olarak böyle bir şey yazmadım” şeklinde şerhler düşerek imzalanmış. Usulsüz alınan karar defteri âdete şerhlerle süslenmiştir. Bu süsler ve hatalar müdire hanımı korkutmuş, tedirgin ve mutsuz etmiş olmalı ki 16 Ekim de yazmanları ve sendika iş yeri temsilcilerini çağırarak şerhleri kaldırmalarını ve yeniden tutanak tutup kararını yeniden yazmalarını istemiştir. Öğretmenlerde toplantıda konuşulanları, istek talep, okulun işleyişi ile ilgili önerileri yazarak düzeltmeleri yapalım demeleri üzerine “benim istediklerimden başka bir şey yazdırmam” yanıtını vermiştir.

Bir yöneticinin asli işleri olan iş ve işlemleri yapmak yerine kindar davranarak, doğrusuna yanlışına biat etmeyen, doğru yaptığı şeyler var mı oda tartışma konusu ama herkesi okuldan uzaklaştırma yolunu tercih etmiş, hizmetliyi sürgün, öğretmenlerin sınıflarını kapatma, norm fazlası yapmak için norm duyurusu, tebliği ve güncellemelerini yapmama, okulun hemşire kadrosu için girişimde bulunmama yolunu tercih etmiştir.

Toplantıları resmi olmayan yöntemlerle kısa süre kala duyurarak hazırlıklı gelinmesine verimli olmasına olanak vermemektedir. Bu durum zamanında yapılmayan BEP toplantısı nedeniyle 12. sınıf öğrencilerinin iş yerinde eğitime katılamamalarına neden olmuştur. Bu okul öğrencileri özel öğrencilerdir her şeyden önce sosyalleşmeye ihtiyaçları vardır. Kişisel hırs ve kindar davranışlar nedeniyle 12. sınıf öğrencilerinin iş yerinde eğitime katılamamaları sadece sosyal yönden değil bu öğrencilerin beceri ve ekonomik kayıplarına da neden olmuştur.

Müdür yardımcısı Meltem KOÇİ TOKTAŞ bir yönetici değil bir dedektif gibi davranmakta, deyim yerindeyse öğretmenlerin adımlarını sayar olmuş, zaman zaman ortamı gererek hata yapmaya ve suç işlemeye zorlamaktadır.

Müdür yardımcısı Zeynep GÖK öğrenci velilerine “bu okulda bir şey öğretilmiyor, eğitim öğretim yok, öğretmenler ders vermiyor, çocuklarınızı okula değil işe gönderin” dediği iddia ediliyor. Bu söylem bir yöneticiye yakışmayan, kuruma aidiyet duygusu kaybedilmiş, öğretmen ile velileri karşı karşıya getiren, kurumun itibarını zedeleyen bir ifadedir.

Sene başı öğretmenler kurulunda “istediğiniz yere şikâyet edin” diyerek mevzuata uygun olmayan iş ve işlemler yapan okul müdiresi Huriye OKTAY İl, İlçe Milli Eğitim Müdürlerine ve devlete meydan okumuş ve hala devam etmektedir. Bu gücü kimden almaktadır. Okula, alınması gereken izinleri almadan, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün istediği belgeleri tamamlamadan, yapılmasına onay vermediği halde ruhsatsız yemekhane yaptırıp, ruhsatı olmayan, kaçak yapılmış bir yerin açılışını da ilin en büyük mülki amiri valisine yaptıracak siyasi güce sahip olması birileri tarafından korunduğu sorularını biraz daha güçlendirmektedir.

Sayın Aydın Valim, sayın Efeler Kaymamım, bu okulda öğretmenler rahatsız huzursuz, öğrenciler mutsuz, eğitim öğretim liyakatsiz yöneticiler nedeniyle verimsiz, resmen psikolojik harp yaşanıyor. İzinsiz ve habersiz bir şekilde, açık suç olduğu bilindiği halde öğrencilerin, öğretmenlerin fotoğrafları çekiliyor, video kayıtları alınıyor.

Tüm yaptıkları hukuksuz işlere kılıf bulmak, kamuoyunu ve yerel siyasiler üzerinde algı yaratmak amacıyla okulda Eğitim-İş üyeleri tarafından kendisine yapılan bir saldırı, bazı siyasi partilerin kendisini hedef aldığı iftirasında bulunmaktadır. Okul müdiresi Huriye OKTAY hakkında şikâyetçi olan 23 öğretmen sadece Eğitim-İş üyesi öğretmenler değildir. Eğitim Bir Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitimin Gücü Sen üyesi ve hiçbir sendikaya üye olmayan öğretmenlerdir. Yaşananlar siyasi boyutta bir durum değil, okulun liyakatsiz eller tarafından yönetilmesi sonucu oluşan bir tıkanma, bir krizdir. Eğitim-İş bir emek örgütüdür, mağdur olan tüm emekçilerin öğrencilerin velilerin yanındadır. İlimizdeki tüm milletvekilleri anlatılanları gerçekleri ve yaratılmak istenen algıyı istedikleri an yaşayanlardan öğrenebilirler.

Öğretmenler uzun yıllardır bu okulda barış, işbirliği halinde, başarılı, sorunsuz, huzur içinde ve üretken bir şekilde çalışıyor. 29 öğretmeni olan okulun, 23 öğretmeni, 1 hizmetlisi tarafından şikâyet edilen yöneticiler masum olamaz. Yasalara, yönetmeliklere, mevzuata değil siyasilere sırtını yaslayanların devlet kurumlarına verdiği zararların telafisi ağır bedeller ödetir. Sizleri bu okulu liyakatsiz idarecilerden; önceki, çalışmalarına uygun ortam yaratacak, gergin ortamdan arındırılmış, öğrencileri üretken mutlu, velileri endişeden uzak, öğretmen veli ve öğrencileriyle huzurlu bir aile olduğu eski haline sorunsuz günlerine getirmenizi bekliyoruz. Ülkemizin kurucusu Başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün "Eğitimde feda edilecek tek bir fert bile yoktur.” sözünü hatırlatarak göreve davet ediyoruz.

Kaynak: gazeteaydin.com

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Mebpersonel.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

5 Yorum