Hizmet İçi Eğitim Çalışmalarının İşlevsizliği!

Diğer devlet kurumlarını bilmem ama Milli Eğitim Bakanlığında, amacı, Millî Eğitim Bakanlığının merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı personeli ile talepleri hâlinde özel öğretim kurumları eğitim personelinin mesleki gelişim ihtiyacının karşılanmasına yönelik eğitimlerin planlanması, uygulanması, yönetimi, izlenmesi ve değerlendirilmesi olan hizmet içi eğitim çalışmalarının uzun zamandır işlevsizleştiğini müşahede ediyoruz. Şöyle ki;

Millî Eğitim Bakanlığı personeli ve talepleri halinde özel öğretim kurumlarındaki personelin hizmet içi eğitimi “Millî Eğitim Bakanlığı Personeli Hizmet İçi Eğitim Yönetmeliği”ne göre yapılır. Hizmet içi eğitim faaliyetleri kurs veya seminer olarak düzenlenir. Kurs ve seminerler yüz yüze veya uzaktan eğitim yöntemleri ya da her iki yöntem birlikte kullanılarak gerçekleştirilebilir.

Buna göre, yıllık merkezî hizmet içi eğitim planı ilgili genel müdürlükçe, yıllık mahallî hizmet içi eğitim planı ise il millî eğitim müdürlüklerince ilgili yılın Merkezî Yönetim Bütçe Kanununda tahsis edilen ödeneklere uygun olarak hazırlanır. Bu şekilde hazırlanan hizmet içi eğitim planı merkezde Bakan onayı, illerde valilik onayı ile yürürlüğe girer. Hizmet içi eğitim planı, gerek görülmesi hâlinde aynı usulle değiştirilebilir.

Hizmet içi eğitim planları hazırlanırken;

a) 25/7/1983 tarihli ve 83/6854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurları Eğitimi Genel Planı,

b) Millî Eğitim Şûrası kararları, Eğitim Kurulu kararları, kalkınma planları, Bakanlığa ait strateji ve politika belgeleri ile eylem planları,

c) Personelin eğitim ihtiyaç ve talepleri, birimlerin görüş ve teklifleri, teftiş ve yönetici raporları, araştırma raporları, daha önce yapılmış hizmet içi eğitim faaliyetlerine ilişkin değerlendirme raporları ile personel değerlendirme sonuçlarının kaydedildiği veri tabanında yer alan bilgiler,

ç) İlgili diğer üst politika belgeleri, dikkate alınır.

Ancak buna rağmen yerelde planlanan hizmet içi eğitim programlarına öğretmenlerin katılımı, onların talebi doğrultusunda değil, çoğunlukla resen yapılır! Resen yapılan bu görevlendirmelerde öğretmenler “Görevli-izinli” olmalarına rağmen aynı gün okula, okul sonrası hizmet içi eğitime alınır. Benzer şekilde “Eğitim görevlileri” de, hem okul hem de okul sonrası hizmet içi eğitimdeki görevini yapar. Bu durum, hem eğitim görevlilerinin, hem de kursiyerlerin moral ve motivasyonunu bozucu etki yapar. Bunun sonucu olarak da, hizmet içi eğitimlere gönülsüz ve isteksiz katılan öğretmenlerin, bu eğitimden azami yararı sağlamaları olanaksız hale gelir.

Konunun bir başka boyutu da, genç-yaşlı ayrımı yapılmaksızın bütün meslektaşlarımızın okuma, araştırma, mesleki yayınları ve mesleki gelişmeleri takip etme, kendini yenileme ve geliştirme konusunda oldukça isteksiz oluşlarıdır. Bu özellik, zaten bir emrivakiyle hizmet içi eğitime alınan öğretmenlerin kendilerini eğitime tamamen kapatmaları sonucunu doğurur.

Bütün bu nedenlerle MEB’de yürütülmekte olan hizmet içi eğitim çalışmaları işlevini yitirmiş, öğretmenlere hiçbir yararı olmayan bir uygulamaya dönüşmüştür.

Abdullah Damar