Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir proje okulunda görev yapan ve ikinci 4 yıllık dönem için aynı okula atanma talebi reddedilen tarih öğretmeninin açtığı dava sonuçlandı. İstanbul 2. İdare Mahkemesi, davacı öğretmenin yerine atanan isimlerle yapılan kıyaslamada; akademik başarı, mesleki tecrübe ve projelerin görmezden gelindiğine hükmetti. İstanbul 2. İdare Mahkemesi, Türk Eğitim-Sen üyesi bir öğretmenin proje okuluna yaptığı atama başvurusunun reddedilmesini hukuka aykırı bularak iptal etti. Karar, idarenin atama yetkisini kullanırken kariyer, liyakat ve objektif ölçütlere uyması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Mahkemeden Liyakat Kıyaslaması

İstanbul 2. İdare Mahkemesi tarafından yapılan liyakat kıyaslamasında; yüksek lisans mezunu ve “Başöğretmen” unvanına sahip olan davacı öğretmenin, akademik kariyeri, hizmet puanı ve mesleki tecrübesi bakımından yerine atanan adaylardan belirgin şekilde üstün olduğu, ayrıca Teknofest, TÜBİTAK ve uluslararası düzeydeki proje çalışmalarıyla somut başarılar ortaya koymasına rağmen, yerine atanan isimlerin bu alanlardaki yeterliliklerine dair idarece hiçbir belge sunulamadığı, dolayısıyla idarenin takdir yetkisini nesnel ölçütlere, kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı şekilde kullanarak kamu yararını zedelediği tespit edilmiştir.

“Takdir Yetkisi Keyfi Kullanılamaz”

Kararın gerekçesinde, idarenin öğretmen atama konusundaki takdir yetkisinin “kamu yararı ve hizmet gerekleri” ile sınırlı olduğu vurgulandı. Mahkeme; davacının görevinde başarısız olduğuna dair hiçbir somut tespit bulunmamasına rağmen, kendisinden daha düşük akademik ve mesleki profile sahip kişilerin atanmasını “objektiflikten uzak” buldu.

Detaylı bilgi için tıklayınız