Anayasa Mahkemesi, sendikasının aldığı karar doğrultusunda öğle arası nöbet görevini yerine getirmeyen Türk Eğitim-Sen üyesi bir öğretmene verilen kınama cezasını hukuka aykırı buldu. Yüksek Mahkeme, öğretmenin sendikal karara uyarak gerçekleştirdiği bu eylemin cezalandırılmasını “sendika hakkının ihlali” olarak nitelendirdi. Karar, eğitim camiasında sendikal faaliyetlerin sınırları açısından tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

YEREL MAHKEMELER “CEZA” DEMİŞTİ

Tam gün eğitim veren bir okulda görev yapan öğretmenin, Türk Eğitim-Sen’in aldığı “öğle arası nöbet tutmama” kararına katılmasıyla başladı. Sendikal eylem nedeniyle hakkında soruşturma açılan öğretmene “kınama” cezası verildi. Yerel mahkemeler ve bölge idare mahkemeleri, idarenin verdiği bu cezayı hukuka uygun bulsa da, öğretmen konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

“İNSANİ İHTİYAÇLAR GÖZ ARDI EDİLEMEZ”

Yüksek Mahkeme, verdiği kararda ders veren öğretmenlerin sadece birer çalışan değil, aynı zamanda temel ihtiyaçları olan birer insan olduğunu hatırlattı. Kararda şu çarpıcı ifadeler yer aldı:

Kesintisiz Nöbet Hukuka Aykırı Öğretmenlerin dinlenme, beslenme ve ibadet gibi temel insani ihtiyaçlarının yok sayılarak kesintisiz nöbet görevi verilmesi, sendikal eylem için haklı bir gerekçedir.

Ölçülülük İlkesi Çiğnendi

İdarenin ve yargının, sendika kararının içeriğini ve gerekçesini hiç değerlendirmeden doğrudan ceza vermesi “ölçülülük ilkesine” ve “demokratik toplum düzenine” aykırıdır.

TÜRK EĞİTİM-SEN: “İNSAN ONURUNA YAKIŞIR ÇALIŞMA ŞARTLARI KAZANDI”

Kararın ardından Türk Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada, mücadelenin haklılığının tescillendiği vurgulandı:

“Bu karar, kamu çalışanlarının sendikal toplu eylemler nedeniyle cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Türk Eğitim-Sen’in, üyelerinin insan onuruna yakışır çalışma şartları için yürüttüğü mücadele, Anayasa Mahkemesi tarafından haklı bulunmuştur.”